Pakistan Dışişleri Bakanı Ishaq Dar’dan D-8 Toplantısında ‘Gazze’ Mesajı: İsrail açlığı ve kıtlığı savaş silahı olarak kullanıyor

Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı düzenlendi. Toplantıya katılan Pakistan Dışişleri Bakanı Ishaq Dar, önemli açıklamalarda bulundu. Ishaq Dar, ”Dünya, orantısız bir biçimde çok sayıda kadın ve çocukla birlikte sivillerin ayrım gözetmeksizin öldürülmesine tanık oluyor. İsrail güçleri, Filistinlilerin varlığını hedef almak için sistematik olarak hastaneleri ve hayati önem taşıyan altyapıları bombalıyor” dedi.

Pakistan Dışişleri Bakanı Ishaq Dar açıklamalarına şu şekilde devam etti;

Bu önemli konu üzerinde bir D-8 Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı yapılmasına yönelik olan bu girişimi üstlenen Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, Pakistan hükümeti ve halkı adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Bugün Gazze’de yaşananlar, hayal edilemeyecek boyutlarda deneyimlenen eşi benzeri görülmemiş bir trajedidir. İsrail işgal güçleri tarafından 40 binden fazla Filistinli öldürülürken, 81 bini yaralandı; bunlardan birçoğu hayati tehlike oluşturan yaralanmalara maruz kaldı veya ömür boyu sakatlıkla karşı karşıya kalacaklar.

‘Bunların hepsi kesinlikle önceden planlanmış saldırılar’

Dünya, orantısız bir biçimde çok sayıda kadın ve çocukla birlikte sivillerin ayrım gözetmeksizin öldürülmesine tanık oluyor. İsrail güçleri, Filistinlilerin varlığını hedef almak için sistematik olarak hastaneleri ve hayati önem taşıyan altyapıları bombalıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Gazze’deki 36 hastaneden sadece 12’si çalışıyor, o da bir işe yaramıyor. Daha da çarpıcı olanı, tüm sağlık kuruluşlarının yüzde 84’ü ya yıkıldı ya da hasar gördü; bunların hepsi kesinlikle önceden planlanmış saldırılar sonucunda olmuştur.

İsrail’in aralıksız ve acımasız saldırganlığı, Filistin halkını yok etmeye yönelik apaçık bir girişimdir. Dünya, İsrail işgal güçlerinin, uluslararası hukuka dayalı dünya görüşünü ve Uluslararası Adalet Divanı’nın emirlerini hiçe sayarak, çağımızın en büyük katliamlarından birisini yaptığına tanık oluyor. Bu vahşet karşısında sessiz kalmayı seçenleri tarih doğru olarak yargılamayacaktır.

‘Gazze’ye engelsiz insani yardım akışı sağlanması çağrısında bulunuyoruz’

İsrail açlığı ve kıtlığı savaş silahı olarak kullanıyor. İsrailli yerleşimcilerin yardım konvoylarına yönelik son saldırıları ve Mısır ile olan Refah sınır kapısının ele geçirilmesi, sivil nüfusu aç bırakma niyetiyle insani yardım malzemelerinin kasıtlı olarak engellenmesi anlamına geliyor.

Bu, uluslararası insani hukuk ve savaş hukuku kapsamındaki savaş suçlarının tarihinde tamamen yeni ve korkunç bir sayfadır. Uluslararası toplum, Filistinlilere uygulanan bu toplu cezalandırmayı durdurmak için harekete geçmelidir.

Açlığın bir savaş silahı olarak kullanılmasını kınıyoruz ve derhal ateşkes sağlanması ve Gazze’ye engelsiz insani yardım akışı sağlanması çağrısında bulunuyoruz.

‘Kudüs El-Şerif olan bağımsız bir vatan kurulması çağrısında bulunuyoruz’

Uluslararası Adalet Divanı’nın (Gazze Şeridi’ndeki Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme kapsamında (Güney Afrika – İsrail)) İsrail için verdiği Refah’taki askeri saldırısını derhal durdurması yönündeki talimatının gecikmeksizin uygulanması gerekmektedir. Bu 15 yargıçtan oluşan heyet, bu yıl üçüncü kez böyle bir emir verdi. Uluslararası toplum, cinayetleri durdurmak ve insani acıları durdurmak için harekete geçmelidir.

Pakistan, işgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası hukuka ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarına dayalı olarak adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışı sürekli olarak desteklemiştir.

Biz İsrail’in işgal altındaki tüm Arap topraklarından tamamen çekilmesi, Filistin halkının vazgeçilmez haklarının iade edilmesi, Filistin’e dönüş hakkı da dahil olmak üzere, Filistinliler için 1967 öncesi sınırların ve başkenti Kudüs El-Şerif olan bağımsız bir vatan kurulması çağrısında bulunuyoruz.

Pakistan, Araplar ve İsrail arasındaki tüm önemli anlaşmazlıkların kapsamlı bir çözümü sağlanmadan Ortadoğu’da kalıcı bir barışın olamayacağına inanıyor. Egemen, sürdürülebilir ve sınırları bitişik olan bir Filistin devletinin kurulması, bölgesel barış ve istikrarın mutlak ön şartıdır.

Filistinlilere yönelik korkunç cinayetler, kötü muamele ve tehcir karşısında sessizlik ve eylemsizlik bir seçenek değildir. Filistin’deki kardeşlerimiz için ayağa kalkmalı ve İsrail’in insanlık dışı ve barbarca vahşetini durdurmak için birleşik bir cephe ortaya koymalıyız.

‘Yeniden inşa çabalarında da rol oynayabiliriz’

D-8 teşkilatı, Filistin halkının acılarına son vermek için ilgili tüm uluslararası forumlarda ekonomik olduğu kadar siyasi gücünü de kullanmalıdır. İsrail işgal güçlerinin bu açıkça yasa dışı ve soykırım niteliğindeki eylemine derhal ve koşulsuz olarak bir son vermek mutlak bir zorunluluktur.

D-8 platformu aracılığıyla Gazze halkına yönelik insani yardımları koordine edebiliriz, ayrıca saldırı sona erdiğinde yeniden inşa çabalarında da rol oynayabiliriz. Filistinlilerin hayatlarını ve geçim kaynaklarını yeniden inşa etmelerini istiyorsak ve İsrail’in onları ortadan kaldırmasa bile kalıcı olarak sakat bırakma yönündeki hain tasarımında başarılı olmasına izin vermemek istiyorsak bu çok önemlidir.

Sekiz önemli Müslüman ülkenin Dışişleri Bakanlarının zamanında ve yerinde gerçekleşen bu toplantısı, Filistin halkına güçlü bir destek mesajı göndermelidir. Bu toplantı, aynı zamanda İsrail saldırganlığını durdurmak ve kuşatma altındaki Gazze halkına tüm insani yardım kanallarını açmak için ortak ve acil bir uluslararası eylem çağrısı ve kampanyasına da öncülük etmelidir.

Pakistan ise Filistinli kardeşlerimiz için halihazırda sekiz yardım sevkiyatı gönderdi. Ancak İsrail’in orantısız ve aralıksız saldırganlığının yol açtığı yıkımın boyutu benzersizdir. Dolayısıyla Gazze’nin restorasyonu ve rehabilitasyonuna yönelik olağanüstü bir uluslararası çaba gerekmektedir. Şimdi hepimiz bir araya gelip Filistinli kardeşlerimize anlamlı destek vermek için harekete geçelim.